31 Mayıs 2015 Pazar

GÖKKUŞAĞI RÜYASI
Gökkuşağından dün bir gül düştü rüyama. Yitirilmiş bir ülkenin son nişanesi. Tufandan önce gemiye bırakılmış bir yankıydı sanki. Gülün yaprakları birden büyümeye başladı. Önce lacivert bir benek zannedilen leke, sonra içinden nehirler geçen bir yankıya dönüştü. Ozanların dillerini çözüp gönüllerini açan, Hızır’ın elinden içilen iksir gibi o yankıyı içtim. Hiç bilmediğim harfleri okumaya başladım. Sesim bir deprem arifesiydi. “Gözlerimin saçaklarından, eteğimin ucundan, topuklarımdan seni böyle yollara düşürüp toz eyleyen neydi? Bir şehri sesiyle kuşatıp neşesiyle infilak ettiren neydi?”
(gökkuşağı rüyası/ teyzemin radyosu)i.e

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 FOTOĞRAF HİKAYESİ 35 (yedi iklimde ve bir ortak kitap çalışmasında yayınlanan yazı i.e) 1984’TE ZORBA VE DİL             Bin dokuz yüz do...