11 Nisan 2016 Pazartesi


FOTOĞRAF HİKAYESİ 20
"HIRSIZ"
"hırsız" bu fotoğrafın hikayesi değil tabii. Aynı adla yazacağım kısa hikayenin görseli. İkinci kitap dosyası yayıncıda beklerken benim üçüncü kitap için kurduğum başka hayaller var. "hırsız" da bu üçüncü kitap için ön çalışma. Adını "kıs(s)a hikayeler" koymayı düşündüğüm bu kitap adından anlaşılacağı üzere hem çok kısa hem de kıssa olacak hikayelerden oluşmasını umuyorum. Verdiğim dosyada da başlangıç  ve bitişinde birer tane örnek koydum. Aslında bu zaten yapılan bir şey şimdilerde tivit hikaye vs dedikleri yeni denemeler denebilir. Bu fotoğrafa ad olan yedi kelimelik hikaye şöyle:
/ hırsız
Çocuk uyandı. Göğe baktı. Gök yoktu./
Bu fotoğraf çocuğun kaybettiği göktü benim hayalimde. Evet Hemingway'in "sahibinden hiç kullanılmamış bir çift bebek patiği" kadar etkili değil e yani ben de zaten Hemingway değilim. ( İtiraf: bu isimle ismimin  yan yaana geçmesinden aldığım keyiftir, parantez dışındaki cümleleri kurmama sebep)
Asıl fotoğrafımızın hikayesine gelirsek; öncelikle iki türlü ifadesi var, birincisi bana Bosna'yı hatırlatıyor. Üç yıl kadar önce oraya yaptığım geziden önce İstanbul'dan havalanırken çekmiştim bu fotoğrafı. İkinci ifadesi ise sosyal medyada bu fotoğrafın altında üç yüz elli yorum var, benim dışımda yorum bir iki... Bir çeşit günlük. Benim "otopsi" hikayemde kullandığım bir "doktor" karakteri var; onla yaptığım hayali konuşmalar, bu yorumların çoğunu oluşturuyor. Doktorla tartışmamız "otopsi" de değil ondan önce yazdığım "aklım hasta doktor"la başladı. Benim için "benim" "ben" le yüzleşmesi dertleşmesi gibi bir şey... ( doktor bunları okursa gene kızacak, "hoca Hemingway kim sen kim? hangi akla hizmet aynı satırda ismini yazıyorsun ?!")
İbrahim Eyibilir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 FOTOĞRAF HİKAYESİ 35 (yedi iklimde ve bir ortak kitap çalışmasında yayınlanan yazı i.e) 1984’TE ZORBA VE DİL             Bin dokuz yüz do...