Fotoğraf Hikayeleri 10
Anamın Çiçekleri
Anamın çiçekleri deyişim, ben onların adını kitaplardan önce ilk ondan öğrendim. Şimdi kitaplardan öğrensem de içimde iz bırakmıyor. Kentler, köyde kalan çocukluğumu fena yoruyor ana desem, bilirim hemen ağlar. Onun yerini ang başlarında gördüğüm çiçeklerin fotoğraflarını çekiyorum. Bu alttakine "Çılbır Otu" dedi mesala..
Kızlara tanıdık geldi, çiçekçiler bunu diğer çiçekleri satarken süsleme için kullanıyorlarmış. Çiçekliler ne isim verdiler bilmiyoruz. Kızlarla yeni bir isim verdik;
"Kar Çiçeği" ya da "Yıldız Çiçeği" olsun dedik. benim aklımdan geçen "Çiçek Buğusu" idi ama kızların bulduklarını daha çok sevdim. Düzenleyicilerle oynayınca farklı tatlar yakalanıyor. Altta onun örnekleri var...
Anam bu çiçeğe " Süpürgelik" diyor. Yine ang başlarında oluyor. Verdiği isim aslında kullanıldığı alanı da ele veriyor. Sap kısmı kuruduğunda oldukça sert ve dayanıklı olan bu çiçek avlu süpürmek için vazgeçilmez oluyor.
Ben rengine bayılıyorum. Makro çekimde çoğu makine gördüğüm rengi tutamıyor. Cep telefonuyla da olsa bu güzel oldu.
Daha önce yazdığım bir fotoğraf hikayesinde bu "gelinciğin" hikayesini yazacağımı söylemiştim. Anamın dilinde buna "Köpek Gülü" dendiğini yazmıştım. İlginç bulan dostlar oldu.
Meselenin aslı şu; has ve yoz diye iki sınıflandırmayı tercih ediyor bizimkiler. Gelinciğe yoz lale dedikleri de oluyor. Her yerde çok bulunduğundan bu ismi verdiklerini düşüne biliriz. Bana kalırsa; yaylaların ücra köşelerinde yetişen "Has Lele" diye adlandırdıkları dağ lalesine olan saygı ve özlem sanki tersinden ifadesini böyle bulmuş olabilir.
Tüm bu notları yazarken aklımdan geçen bir kitaptan bahsetmezsem vefasızlık olur diye düşünüyorum. Beşir Ayvazoğlu'nun yazdığı "Güller Kitabı" beni derinden etkilemiştir. Galiba "ot çöp fotoğrafı çekiyorsun" diyen iç çatışma sesime çok güzel bir cevaptı.
Hala fotoğraf çekmenin de bir nasip işi olduğunu düşünüyorum. Anda anı tutmanın kısmeti...
(fotoğraflar; bahçeden, yaz 2015)
İbrahim Eyibilir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder