25 Ağustos 2015 Salı

FOTOĞRAF HİKAYELERİ 6
Cemile: Baba, hep gün batımı fotoğrafları çekmişsin...

 On yedi on sekiz yaşlarındaydım ilk fotoğraf makinemi aldığımda. Aslında onun da hikayesi yazılası... Yarıyıl tatilinde gittiğim umreden almıştım. Şu otuz altı poz alanlarından. Kodak, iyi fotoğraflar çektim onunla. İlk yakaladığım ışık; sabah tandır başında katmer yapan ebemin yüzüne vuran ışıktı. Büyük dayım güya saklayacağım diye aldı, şimdi kayıp bir sızı...
 Amatör bir merak benimki, daha ciddi olsa ya yol fotoğrafçısı ya da manzara fotoğrafçısı olurdum. Aslında benden beklenen portre fotoğrafları olur sanırım. İçimden gelmiyor, yüzünde gözümle okuduklarım çoğu kez makineye yansımıyor, belki de ondan.
Aradan yıllar geçti, çocukluğumda bilim kurgu filmlerinde gördüğüm çoğu şey gerçek oldu. Cep telefonu mesela; Mr. Spok bir senin telepatin kaldı diğerleri cebimize girdi. Benim otuz altı pozluk Kodak tarih olsa da yerine dijital canavarlar aldı. Ama insan aynı, ben o zaman da gün doğumuna batımına vurgundum. Otuz altı pozla yakalayamadığımı gb boyutunda yakalamaya çalışıyorum sanırım. Cemile biraz alındı  buna, o yüzden onu çektim gün yerine koyarak...
( Üç fotoğrafta evden; düzenleyicilerle bu hale geldiler. )
İbrahim Eyibilir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 FOTOĞRAF HİKAYESİ 35 (yedi iklimde ve bir ortak kitap çalışmasında yayınlanan yazı i.e) 1984’TE ZORBA VE DİL             Bin dokuz yüz do...