1 Nisan 2013 Pazartesi

huzur evi

"- Anladım, kâğıttakinin çağrısı ağır bastı değil mi?
- Yapmayın Emine Hanım! En güzel hikâyemin ne olduğunu biliyorsunuz.
“Kırık bir taş plak gibi bizimkisi; kırık bir taşra hikâyesi.” diye diye bana da öğrettin kitapların sana ne ettiğini. Artık vazgeçtim seni buralara çağırmaktan, ömrümü senin yanında geçireyim diye tutundum satırlarına. Gözüm kaldı elin dayalı döşeli evlerinde, diyemedim. Dergilerin kitapların kokusundan mahrum kalmayasın diye almadım o pahalı kokuları. Sende neyi çoğalttılarsa bana da yetti. Bunlara yetmiyor İhsan’ım yetmiyor! Daha güzel ev, daha yeni araba istiyorlar… Evlat bu, kızamıyorum, kıyamıyorum. Ne yapsak? Evi mi satsak? Yoksa? Bakma bana öyle evet onları da…" "huzur evi"nden bir bölüm i.e

 FOTOĞRAF HİKAYESİ 35 (yedi iklimde ve bir ortak kitap çalışmasında yayınlanan yazı i.e) 1984’TE ZORBA VE DİL             Bin dokuz yüz do...