İBRAHİM EYİBİLİR (Eğitimci - Yazar) ( Ayşe Bağca sordu; bir şeyler söylemeye çalıştım, ilginize...)
Kabul etmem gerekir ki tehlikeli bir soru. Öldürür demek evliliği yazıya engel gösterecek bir cevap. Oysa evliliğin yazıyı şiiri öldürdüğü durumlar olduğu gibi tam tersi verimliliği artırdığı da bir gerçektir. Öyleyse bu sorunun şeklini değiştirerek bakmak faydalı olabilir. Yazıyı ne etkiler ya da nasıl yazarsınız? Bu soruya da yazan kişi kadar farklı cevap almak mümkün. Sorunu tehlikeli olan bölümünü bu şekilde çevirdikten sonra yazının bendeki karşılığı ve etkileyenlerini nelerdir? Şöyle cevaplayabilirim; yazı, öncelikle hayatın ortasında olmak isteyen rakip kabul etmeyen bir tutku. Gerçek yazar, (buna profesyonel yazar da denebilir) yazıyla hayatını kazanan kişi demektir. Bu anlamda kendimi amatör bir yazar olarak gördüğümü belirtmeliyim. Maişetimi temin için yazı yazmıyorum.
Yazıya geri dönersek, ben en çok “sancı” kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. O sancı ne kadar ağır ne kadar güçlü ise ortaya bir şeyler koymanız da o kadar mümkün. Bu tanımsız acıyı çağrıştırdığı için tercih ettiğim sancı kelimesi bazılarınca ilham diye de adlandırılabilir. Ürkek bir serçeye benzer, pır diye uçuvermek için bahane arar. Başta söylediğim gibi nasıl yazarsızınızın cevabı buralarda saklanıyor. O serçeyi ürküten bazen bir eş, bazen bir çocuk olabileceği gibi sessizliği bozan bir araba kornası, gece biten sigara… Bilirsin ki bunların hepsi o sancının kıvrandırmasıdır.
Yazıyı ne öldürür o zaman? Yazı bir ateş denizi o denizi mumdan gemilerle geçmeyi göze almak gerekir. Sesini saldığın uçurumların yankısız olmasını kabullenmek belki… Sessiz, sükût suretinde suikastlarla rüyalarının öldürülmesini göze almak gerekir. Heybene bu azıkları almadan yola çıkmamak, çıktığın yoldan dönmemek gerekir. Tüm bunlarda en küçük tereddüt yoğurdun akmaya kerametin bitmeye başladığı yazının öldüğü yerdir.
Yazı bir yangın yeridir diye devam edecektim fark ettim ki kınadığım ahkâm kesmelere, ukalalıklara başlamışım. Yazı; kanamalı bir yaradır, sargısı kalem, kelam olan vesselam.